Boşanma eşler arasında devam eden evliliğin kanunen sona ermesidir. Boşanma ile eşler resmi olarak evli olmayacaklardır.
Tarih boyunca eşlerin boşanmasına çok sık rastlanılmaktadır. Günümüzde de boşanmak isteyen çiftler genellikle boşanma nedir ve nasıl boşanabilirim gibi sorulara cevap aramaktadırlar.
Boşanma kararını veren eşler Türk Medeni Kanunu’ndan düzenlenen hükümler gereğince iki şekilde boşanabilirler. Bunlar sırasıyla anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma halleridir.
Anlaşmalı boşanmada eşler mahkemeye anlaşmalı boşanma dava dilekçesi ile bir de boşanma protokolü sunarlar. Sonuç olarak da eğer mahkeme protokolü onaylarsa ilk celse de boşanma gerçekleşir. Anlaşmalı boşanma hükümleri Medeni Kanun 166. Maddesinde detaylıca düzenlenmiştir.
Çekişmeli boşanma ise eşlerden biri boşanmak istese de diğer eşin boşanmayı kabul etmemesidir. Yahut her iki tarafın da boşanmayı kabul etmelerine rağmen çocukların velayeti, nafaka, tazminat gibi konularda kendi aralarında anlaşmaya varamamaları halinde ortaya çıkan boşanma davasıdır. Somut olayın özelliklerine göre değişmekle beraber çekişmeli boşanma davaları en az 7-8 ay sürmektedir.
Tek celsede boşanmanın en uygun yolu anlaşmalı boşanma protokolü ile boşanmaktır. Alanında uzman bir avukattan destek almak anlaşmalı boşanma protokolü hazırlamak için çok daha sağlıklı olacaktır. Çünkü tarafların destek almadan anlaşmalı boşanma protokolü hazırlaması çiftlerin ağır hak kaybı yaşamasına sebebiyet verebilir. Anlaşmalı boşanma için kanunda düzenlenen bazı şartlar mevcuttur. Bu şartlar aşağıda sırasıyla yer almaktadır.
Kanunda düzenlenen şartlar gerçekleştiğinde ve profesyonelce anlaşmalı boşanma protokolü hazırlandığında çiftlerin tek celsede boşanma ihtimali artmaktadır.
Çekişmeli boşanma davasında eşlerden birinin boşanmak istemesi sonucunda açılan dava türüdür. Eşler arasındaki evlilik birliğinin, eşlerin ortak hayatı sürdürmelerinin kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olması halinde, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Ancak davayı açan eşin diğer eşe oranla kusuru daha ağır ise davalı eşin davaya itiraz hakkı vardır.
Çekişmeli boşanma sebepleri genel sebepler ve özel sebepler olarak ikiye ayrılır. Boşanmanın genel sebepleri kanunda tek bir şekilde gösterilmiştir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması genel boşanma sebebi olarak kanunda gösterilmiştir.
Şiddetli geçimsizlik, eşlerin sürekli tartışması gibi olayların varlığı halinde evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayanılarak dava açılmaktadır. Bu konuda dava açmak istenildiğinde Sakarya ve Kocaeli bölgesinde çekişmeli boşanma davası avukatından destek almak yaşanması muhtemel hak kayıplarının önüne geçecektir.
Kanunda özel boşanma sebepleri sınırlı sayıda düzenlenmiştir. Diğer bir ifadeyle kanunda düzenlenen özel boşanma sebeplerinin haricinde başka sebeplerden dolayı özel nedenle boşanma davası açılamaz.
Özel boşanma sebepleri zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığıdır. Sayılan bu nedenlerin varlığı halinde kendisine karşı bu davranışların gerçekleştirildiği eş boşanma davası açabilecektir.
Yukarıda sayıldığı üzere erkek özel boşanma sebeplerine dayanarak boşanma davası açabileceği gibi genel boşanma sebebini gerekçe göstererek de dava açabilir.
Boşanan kadın ne talep edebilir sorusu boşanmak isteyen kadınlar tarafından en sık sorulan soruların başında gelmektedir. Türk medeni kanununda detaylıca düzenlenen haller doğrultusunda boşanan kadın maddi-manevi tazminat, nafaka (tedbir ve yoksulluk nafakası), ortak malların paylaştırılmasını ve ziynet alacaklarını talep edebilir.
Ancak bu hesaplamalar oldukça tekniktir. Boşanma davasında taleplerini mahkemeden isteyecek kadının alanında uzman boşanma avukatı ile çalışması hak mücadelesini sürdürmesinde oldukça fayda sağlayacaktır.
Eşlerden birinin boşanmak istemesi ve diğer eşin boşanmak istememesi halinde mahkeme yargılamayı sona erdirmez. Yargılama devam eder ve nihayete ererek karara bağlanır. Hakim eğer boşanmak istemeyen eşin daha ağır kusurlu olduğuna kanaat getirirse boşanma kararı verebilir. Ancak burada boşanmak istemeyen eşinin kusurlu olmasının sağlıklı şekilde ispatlanması gerekmektedir. İspat hukuku ise çok teknik bir konu olduğu için alanında uzman bir avukat ile davayı yürütmek fayda sağlayacaktır.
Boşanma davasında görevli ve yetkili olan mahkemeler kanunda düzenlenmiştir. Türk medeni kanunu 168. Maddesi uyarınca boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. Bu şartları taşıyan bir aile mahkemesine boşanma davası açılabilir.
Cinsellik evlilik içerisinde eşlerin birbirinden bekleyebileceği doğal ve fizyolojik bir süreçtir. Boşanma hukuku kapsamında incelendiğinde eşlerden birinin cinsel ilişkiden kaçınması ve bunu sürekli hale getirmesi boşanma sebebi sayılabilecektir.
Yargıtay uzun süre eşler arasında cinsel birliktelik kurulamamasını boşanma sebebi saymaktadır. Yine bu alanda karara bağlanmış olan Yargıtay içtihatlarına göre; sağlık açısından cinsel ilişkiye girmesinde bir sakınca olmayan fakat uzun bir süre cinsel ilişkiye girmeyi reddeden eş kusurludur ve boşanma sebebi olarak bu durum öne sürülebilmektedir.
Nafaka Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen bir maddi destektir. Boşanma davası devam ederken yahut mahkeme kararı ile boşanma sonra erdiğinde eşlerden biri diğer eşe karşı nafaka ödeyebilir.
Bu durum bir tarafın diğer tarafa maddi destek sağlamasını ifade eder. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Diğer bir ifadeyle kusuru daha az olan eş, diğer eşten nafaka isteyebilmektedir.
Hakim mahkemede nafakaya hükmederken iki durumu incelemektedir. Bunlardan birincisi nafaka alacak olan eşin mali güçlüğe düşecek olması ve kendi geçimini sağlayamayacak olmasıdır. İkincisi de nafaka ödeyecek olan eşten daha az kusurlu olmasıdır. Bu şartların varlığı halinde nafakaya hükmedebilir.
Erkek hangi durumda nafaka ödemez sorusuna ise verilecek cevap yukarıdaki şartların varlığı halinde ortaya çıkmaktadır. Kadının kendi mali güçlüğünü yönetebilmesi durumda erkek nafaka ödemeyecektir.
Kadının çalışması, maaş alması yahut kira geliri, ortaklık payı gibi gelirlerinin olması erkeğin nafaka ödememesine sebep olmaktadır. Ancak yukarıda sayılan bu hallerin profesyonelce ispatlanması gerekmektedir. Nafaka ile ilgili sorularınızda alanında uzman boşanma avukatından yardım almanız faydalı olacaktır.